“`html
T24 Politika
Türkiye İşçi Partisi (TİP), diğer siyasi grupların etkisinin sınırlı olması nedeniyle bütçe görüşmeleri sırasında eleştirilerini yalnızca basın açıklamaları ile dile getireceğini açıkladı. TİP, Türkiye’nin en büyük sorununun yargı olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de yargı ile ilgili pek çok şey dile getirilebilir. Bunların doğruluğu tartışılabilir. Ancak Türkiye, bir hukuk devleti olmaktan ziyade, bir kanun devleti bile değildir, bu tespit kesinlikle yadsınamaz. Sıradan bir baskı mekanizması haline gelmiş bir yargı, kurulan suç düzenine karşı olan herkesi, vatan, millet, dava, bayrak gibi nakaratlar ile terörist olarak damgalamaktadır” ifadelerini kullandı.
TİP’in basın açıklamasının özeti ise şu şekilde:
“CHP’den artık bir söz beklemiyoruz”
“Geçmişte dayanışma gösteren CHP’nin yeni liderinin katıldığı bir yayında, eleştirel tutumumuz nedeniyle Meclis’teki konuşma haklarımızı bize sunduğunu belirtmesi üzerine, bu yıldan itibaren kendilerinden herhangi bir talepte bulunmayacağız. Gelecekte de böyle bir beklentimiz olmayacak.”
Bu nedenle, bu yılki bütçe görüşmelerinde söyleyeceklerimizi basın toplantıları yoluyla paylaşacağız. Bu gün 10 Aralık İnsan Hakları Günü. Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin ihlali hala durmaksızın sürüyor. Yaşam hakkına karşı ihlallerin yanı sıra sokak gösterilerinde, gözaltı merkezlerinde ve hapishanelerde işkence yaygın olarak devam ediyor. Kadınlar cins kırımının kurbanı olmaya devam ederken, sokak hayvanları da yasal güvence olmaksızın öldürülmekte. Sendikal haklar için mücadele veren işçilerin işsiz bırakılması ve önlenebilir iş kazaları cezasızlık ile ödüllendiriliyor.
“Muhalif sesler bastırılmak isteniyor”
Avukat Selçuk Kozağaçlı, zulme uğrayanların savunmasını üstlenme bedeli olarak hâlâ tutuklu bulunuyor. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Osman Kavala Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına, Hatay halkının iradesiyle seçtiği milletvekili Can Atalay ise Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen halen hapiste tutuluyor. Kayyım atamaları ile halkın iradesi bir kez daha gasp ediliyor.
“Adalet Bakanlığı bütçe görüşmelerinin 10 Aralık’a denk gelmesi bir tesadüf”
Gazeteciler, haberleri nedeniyle sürekli yargı baskısı ile karşı karşıya kalırken, “Etki Ajanlığı Yasası” olarak adlandırılan düzenlemeyle Saray yönetimine muhalif olanların seslerinin kısıtlanması hedefleniyor. Bu koşullar altında Meclis’te Adalet Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinin yapılması ve bu görüşmelerin 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne denk gelmesi talihsiz bir durumdur. Çünkü temel hak ve özgürlükleri tanımlayan insan hakları kavramı, Adalet Bakanlığı’nın temsil ettiği değerlerle tamamen zıt bir durumdadır.
Adalet Bakanlığı, yurttaşların haklarına erişiminin önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiştir. Zira memleketin en ciddi sorunu olan yargı, gücü elinde bulunduranlara muhalif olan herkesi yok eden bir kara delik halini almıştır. Türkiye’de yargı ile ilgili pek çok şey söylenebilir. Bu tespitlerin doğruluğu tartışılabilir. Ancak Türkiye, artık bir hukuk devleti bile değildir.
Sıradan bir baskı aracı haline gelmiş olan bu yargı, kurulu suç düzenine karşı olan herkesi terörist ilan ederken, yurttaşların temel hak ve özgürlükleri ihtiyaç durumuna göre yok sayılmakta. Hukuk devletinin gereği, sadece iktidarı elinde bulunduranların değil, tüm yurttaşların güven içinde olabilmelerini sağlamaktır. Eğer bu güven duygusu yoksa, hukuk devleti de anlamını yitirir.
“Türkiye artık bir kanun devleti de değil”
Türkiye, hiçbir zaman tam anlamıyla bir hukuk devleti olamamıştı ama özellikle son birkaç yılda artık hukuksuz bir devlet durumu da söz konusu. Yasalar ve kurumlar üzerine inşa edilen bir yapıdan uzak olan, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının sadece iktidarın temsilcilerinin söyleminde var olduğu bir memlekette, yargıya da iktidara uyumlu hâkim ve savcı kadrosu hâkim olmuştur.
Bu kişiler, sahip oldukları makamları liyakatle değil, biat ile elde etmiş; bağımsız bir yargıyı “hukuktan bağımsız olmak” şeklinde yorumlayarak, masumiyet karinesini de “hukuktan mahrumiyet” düzeyine çekmişlerdir. Ancak Türkiye’de, yargının ve hukuk sisteminin asgari normlarına uygun karar verebilecek cesarete sahip yargı mensubu çok azdır.
Hukuktan; hak, adalet, vicdan ve liyakati çıkardığınızda geriye ne kalıyorsa, Türkiye’de yargı şu anda tam olarak odur. Yargı sisteminde yer tutmuş bazı insanlar dışında, maaşları çıkarıldığında geriye bir şey kalmamaktadır.”
Böyle bir yargı yapısı, devlet kurumlarının tarikat ve cemaatlere teslim edildiği, sokak çetelerinin serbest bırakıldığı, korunan mafyanın devletleştiği, anayasanın tamamen göz ardı edildiği, yasaların uygulanamaz hale geldiği, doğal kaynakların sermaye tarafından talan edildiği, halkın birbirine düşman gruplara bölündüğü bir durum yaratmıştır. Ancak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç için her şey son derece normal gibi görünmektedir.
“Filistin için ağlayıp ‘İsrail ile neden ticaret yapıyoruz?’ diye soran gençleri tutukladı”
Filistin, İslam gibi konular üzerinden eleştirilerde bulunan ve “Erdoğan’a İsrail ile neden ticaret yapıldığını” sorgulayan gençler, geçtiğimiz hafta tutuklandılar. Yargıya güven ile ilgili Türkiye’nin yerini belirten çalışmaya öfkelenen bakan, bu durumun kaynağını unutmamalıdır. Türkiye’de yargıya duyulan güven sorununun esas nedeni, hukuk devletinin işlevsiz kalmasıdır. Ülkeyi yönetenlerin hiçbirisi masum değildir, adaletin olduğu bir ortamda.
Son olarak, bütçenin genel çerçevesi ile ilgili değerlendirmelerimizi paylaşarak noktalamak istiyorum.”
Hapishaneyi beş yaşındaki bir çocuk için eğlenceli hale getirmek: Uçurtmayı Vurmasınlar |
Günün öne çıkan haberleri… TIKLAYIN – Emniyet’teki tayinlerin arka planı: İstanbul’a yeni müdür atandı, Adıyaman’a müdür gelmedi! Narin davasında yeni “yasak aşk” iddiası: Salim Güran’ın avukatı ile Nevzat Bahtiyar’ın avukatı sosyal medyada tartıştı TIKLAYIN – Bakan Tunç’tan, DEM Parti’nin Öcalan ile görüşme başvurusu hakkında açıklama: Uygun bir günün belirlenmesi için çalışmamız olacak Ekim ayında işsizliğin arttığı bildirildi TIKLAYIN – Altın Küre adayları belli oldu: Emilia Perez 10 dalda aday gösterildi TIKLAYIN – Cebindeki manifestosuyla yakalanan zanlı hakkında bilgiler: ABD’nin en büyük sigorta şirketlerinden UnitedHealthcare CEO’sunu öldüren kişi kim? TIKLAYIN – Rojin Kabaiş’in kesin ölüm nedeni açıklandı |
“`