Türk sinemasının iki önemli yönetmeni Nuri Bilge Ceylan ile Zeki Demirkubuz arasında yaşanan tartışmada son açıklama Ceylan’dan geldi.
Zeki Demirkubuz’un Habertürk’te katıldığı yayında söylediği sözlere X hesabından yanıt veren Ceylan, 2006 yılındaki Altın Portakal Film Festivali’nde hastalığı nedeniyle bayıldığını belirtti.
Ceylan, filmlerinde ise Demirkubuz’a yönelik herhangi bir gönderme bulunmadığını vurgulayarak, “Filmlerimin hiçbirinde hiçbir şekilde sana yapılmış bir gönderme yok. Filmlerimi böyle şeylerle kirletmek istemem” ifadesini kullandı.
Ceylan, bundan böyle bir şey yazmayacağını ve gerekli görmesi halinde mahkemeye gideceğini belirtirken, “Seni kendi gerçeğinle başbaşa bırakıyorum. Gördüğüm kadarıyla bu ceza sana zaten yetiyor” dedi.
“MAHKEME YOLUYLA DEVAM EDERİM”
Ceylan’ın paylaşımının tamamı şöyle:
“Bir algı oluşturmaya yönelik hiçbir kanıtı olmayan bir sürü hayal ürünü iddiayla uğraşmak kolay değilmiş.”
“Ama 2006 yılında Antalya’daki törene 40 derece ateşle geldiğimi, sağlık nedeniyle bayıldığımı bildiğin ve o dönemde bunu bütün gazeteler yazdığı halde hâlâ öyle şeyler söyleyebilmen inanılmaz. Her zaman yaptığın gibi ‘madem böyle bir algı oluşmuş, öyleyse bundan yararlanayım’ şeklinde düşünüyorsun. Tıpkı filmi bile seyretmeden yaptığın suçlamalar gibi. O senaryonun üzerinde sadece benim değil üç kişinin aylar süren alın teri ve emeği var. Birkaç kişi şöyle dedi böyle dedi diye seyretmek zahmetine bile katlanmadan bir filme kara çalmak, ona emek veren insanların onuruyla oynamak bu kadar kolay olmamalı.”
“2008 Altın Portakal’da ‘Baba’ filmini izlemediğimi söylediğimi, bunu TV’de seyrettiğini belirtmişsin. Bu doğru değil. ‘Baba’ filmini seyrettiğimi ve çok sevdiğimi daha dünya prömiyeri sonrasında Cannes’daki basın toplantısında söyledim. Soruyu da Atilla Dorsay sormuştu hatta. Cannes sitesinde podcastini bulabilirsin.”
“Filmlerimin hiçbirinde hiçbir şekilde sana yapılmış bir gönderme yok. Filmlerimi böyle şeylerle kirletmek istemem. Ama yine de ‘Kış Uykusu’ filminde Nihal’in Aydın’a söylediği küçük bir repliğin senin de içinde olduğun belli bir tipolojiyi iyi tarif ettiğini düşündüğümü inkar edemem.”
“Vicdan, ahlak, ideal, ilkeli olma, yaşamın amacı… bu sözler ağzından hiç eksilmedi. Birini küçük düşürmek, incitmek, karalamak istediğin zaman hep böyle sözler söylersin. Ama bence, bir insan bu kelimeleri bu kadar fazla kullanıyorsa esas ondan şüphe etmek lazım…”
“Daha birçok şey yazdım, sildim, vazgeçtim. ‘Bir insanın karakteri onun yazgısıdır’ demiş Herakleitos. Yapacak bir şey yok. Kendimin ve çevremdeki insanların huzurunu daha fazla kaçırmayacağım. Ve bundan sonra da bir şey yazmayacağım. Böyle bir gereklilik doğarsa da buna mahkeme yoluyla devam ederim. Seni kendi gerçeğinle başbaşa bırakıyorum. Gördüğüm kadarıyla bu ceza sana zaten yetiyor.”
“Herkese kavgasız dövüşsüz bir yeni yıl dilerim.”