Welcome to Our Website

107 Yaşındaki Margarita Flores’in Uzun Yaşam Sırları

Margarita Flores her sabah erken kalkıyor. Kahvaltı ediyor ve yürüyüşe çıkıyor.

Daha fazlasını yapmak istediğini söylüyor. Mesela spor salonuna gitmek gibi.

Ancak 107 yaşında, bacakları daha fazlasına izin vermiyor.

“Belki daha çok yürüyüşe çıkarsam bacaklarım da buna alışır” diye şaka yapıyor. Şili’nin başkenti Santiago’daki evinden, bizimle telefon görüşmesi yapıyor.

Onunla sohbet ederken, müthiş bir zihin açıklığıyla, akıcı şekilde konuşması ilgimi çekiyor. Arkadaşları ve bir kızı da onunla her gün birlikteler.

“Bu yaşta bile, birçok şey yapmak istiyorum” diyor.

Margarita, uzmanların 100 yaşı geçen sağlıklı kişilerde gözlemlediği ortak noktalar için iyi bir örnek: Zindelik, sıkıntıların üstesinden gelme gücü, iletişim kurma arzusu, bunlardan bazıları.

Birleşmiş Milletler (BM), 100 yaşını geçen kişilerin sayısında ciddi bir artış gözlemliyor. 1990’da 100 yaş üstünde yalnızca 92 bin kişi vardı, 2021’de bu sayı 621 bini buldu.

Elbette genetik etkenler ve yaşam tarzı büyük önem taşıyor ancak uzmanlar bazı psikolojik faktörlerin de uzun yaşamaya etki ettiğini düşünüyor.

İspanya‘da Madrid Üniversitesi’nden akademisyen Maria Dolores Merino, 100 yaşını geçenleri yıllardır gözlemliyor.

uzun yaşayanların bazı ortak özelliklerini sekiz kategoride topladı.

1. Zindelik ve yaşama gücü

100 yaşını geçenlerde görülen en karakteristik özelliklerden biri, zindelik. Canlı ve enerjik hissetmeye yönelik istek, önemli bir psikolojik etken.

Araştırmacı Maria Dolores Merino, “Görüşme yaptığımız 100 yaşını geçen kişiler, hayata devam etmek için net bir arzuya sahipti” diyor:

“Onlarla konuştuğunuzda, 100 yaşını devirdiklerini asla tahmin etmezsiniz. Genel olarak çok daha genç birinin kişiliğini sergiliyorlar.”

Merino’nun araştırmasında yer alan kişiler arasında, 98 yaşına kadar çalışmaya bir şekilde devam edenler de var.

Her gün merdiven inip çıkmak, kart oyunları oynamak, Sudoku çözmek gibi fiziksel ya da düşünsel aktiviteleri günlük rutinlerinde devam ettiriyorlar.

ABD’deki Boston kentinde, 100 yaşın üzerindekileri inceleyen bir projenin yürütücüsü Stacy Andersen’in gözlemi de bu yönde:

“Bu kişilerin çoğunluğu, yaşamaktan keyif aldıklarını söylüyor. Bu muhteşem bir şey.”

2. Etkileşim isteği

Çalışmalar, 100 yaşını geçen kişilerin genellikle sosyalleşmeye istekli olduğunu ortaya koyuyor.

Maria Dolores Merino, “Aileleri ya da arkadaşlarıyla yakın ilişkilere sahip oluyorlar. Ellerinden geldiğince başkalarına yardımcı oluyorlar ve sevildiklerini hissediyorlar, ki bu çok önemli” diyor.

Andersen de yaptığı çalışmada, 100 yaş üstündekilerin “dışa dönük” ve yeni insanlarla tanışmaya açık olduğunu gözlemlemiş:

“Maalesef 100 yaşında olmanın bir olumsuz özelliği, birçok tanıdığınızın artık dünyada olmaması. Yeni insanlarla tanışmaya açık olmak bu nedenle oldukça kritik.”

Margarita Flores, arkadaşlara sahip olmanın “çok önemli” olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Sadece bu şekilde yalnız hissetmiyorum.”

3. Özveri ve amaç edinmek

100 yaşını geçenlerde görülen diğer bir ortak özellik, özveri.

Merino, “Genellikle sorumluluk sahibi ve çalışkan insanlar. Hedeflerine ulaşmak için azmediyorlar” diyor.

Andersen de 100 yaşını aşan kişilerin çocuklarını incelemiş. Genelde ailelerinin izinden gittiklerini gözlemlemiş.

“Uzun ömürlülükle hayatta amaçlar belirlemek arasında bir ilişki var. Bu kişilerin ulaşmak istedikleri amaçları oluyor. Her günün bir amacı var.”

4. Dayanıklılık

Dayanıklılık ve zorluklarla baş etme gücü, uzun yaşamın “sırları” arasında öne çıkıyor.

Zorluklar karşısında dayanıklı olmak ve onlardan deneyim elde etmek, uzun yaşamla doğrudan ilişkili olabilir.

Merino, “Bu çok önemli çünkü sıkıntılarla yüzleşip devam etmenizi sağlıyor. Bunların psikolojik olarak zarar vermesinin önüne geçiyor” diyor.

Bu elbette bu kişilerin üzülmedikleri anlamına gelmiyor. Ancak güçlüklerle yüzleşip “yola devam etmek” önemli bir ortak nokta.

5. Yaşamın kontrolünü elde tutmak

Bir diğer psikolojik ortak nokta, 100 yaşını geçenlerin genelde kendi kararlarını almaları ve yaşamlarında kontrol sahibi olmaları.

“Genelde bağımsızlar ve hayatlarını kendi istedikleri doğrultuda yönlendirebilmişler” diyor Merino.

“Farklı fırsatlar yaratmak ve hangisinin doğru seçim olduğuna karar vermek”, bu kişilerde görülen ortak özellikler arasında.

6. Entelektüel motivasyon

Aktif bir beyne sahip olmak, merak, öğrenme isteği ve kendi kendini eğitmek…

Bunlar da 100 yaşını geçenlerde araştırmacıların gözlemlediği özellikler.

Araştırmalarda yer alan kişiler, dünyada neler olup bittiğine ilgi duyuyor ve kendileri için yeni bir şeyler öğrenmeye meraklılar.

Merino, “Çoğunluğu, hangi sosyal sınıftan olduklarından bağımsız olarak, iyi birer kitap okuru ve kendi kitaplıkları var” diye anlatıyor.

Margarita Flores de onlardan biri. Bu aralar, Papa Francesco’nun biyografisini okuyor:

“Ancak moda dergilerinden aşk romanlarına kadar birçok farklı şeyi de okuyorum” diye ekliyor.

7. Olumlu olmak

Andersen’e göre 100 yaşını devirenler bariz şekilde daha pozitif bir bakışa sahip:

“100 yaşını geçmiş bir kişiden ‘Keşke hayatta olmasaydım’ lafını neredeyse hiç duymuyorsunuz. Ama 40 yaşındakilere ‘100 yaşını görmek ister misin?’ diye sorsanız çoğu ‘Hayır’ diyecektir.”

Merino’nun çalışmasına göre uzun yaşayanlar “mutluluk” anlamında değil, “küçük şeylerle eğlenebilmek” anlamında olumlular.

Margarita Flores: “Herkes bana ‘İyisin’ diyor, evet, demek ki iyiyim.”

8. Kavrayış ve idrak

Son olarak, uzun yaşayanlarda gözlemlenen ortak özelliklerden bir diğeri, kavrayış gücü.

Merino’ya göre, bu kişilerde düşünme, gerekçelendirme, sorun çözme gibi bilişsel yetenekler öne çıkıyor.

“Birçok davranışları, bizi zeka ve kavrayış özelliklerine götürüyor.

“Örneğin kendi kendilerine öğrenen kişiler olmaları, özel olarak eğitim almadıkları meselelerden bile korkmamaları, öğrenmeyi sevmeleri ve meraklı olmaları dikkat çekiyor. İyi hafızaları var, hızlı öğreniyorlar.”

Ona telefonda, “Margarita, 107 yaşına ulaşabilmenin sırrı nedir?” diye soruyorum.

“Bilmiyorum. Her zaman iyi hissettim. Her zaman meşguldüm, örgü ördüm, başka şeyler yaptım. Bu benim zihnimi çalıştırdı. Ve bence devam etmemi sağladı.”

O “yorulduğunu” hissetse de içinde bulunduğu topluluk onun 110. yaş gününü kutlamak için şimdiden plan yapıyor. O da planlara sadık: “Parti yapacağız, yani dinlenme zamanı değil.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir